Bir mimar veya inşaat mühendisi ile konuşurken, karşılaşabileceğiniz temel terminolojiyi ve mimari kelimeleri bilmek size yardımcı olabilir. Bu amaçla, bolca beğeni toplamış En Çok Kullanılan Mimari Terimler serimize devam etme amacıyla önemli mimari terimlerin bir listesini derledik, strucare.com ekibi olarak Yapı ve Tasarıma ışık tutmaya devam ediyoruz.
En Çok Kullanılan Mimari Terimler Sözlüğü G-L
Aşağıda alfabetik olarak, G ve L harfleri arasındaki en sık kullanılan Mimari Terimleri görebilirsiniz. Mimari terimler hakkında daha detaylı bilgi almak ve en sık kullanılan mimarlık terimlerinin tamamına erişmek için, Mimari Terimler Sözlüğü içeriğimize göz atmayı unutmayınız.
Mimari Terimler Neden Bu Kadar Garip? Başlıklı yazımızı okudunuz mu?
G Harfi ile en çok kullanılan Mimari Terimler
Gabari: Yapılacak bir binanın belediyece ön görülen azami yüksekliği.
Gazbeton: İncede ve silisli bir agrega ve inorganik bir bağlayıcı madde (kireç veya çimento) ile hazırlanan karışımın, gözenek oluşturucu bir madde katılarak hafifletilmesi yoluyla elde edilen hafif beton.
Gemi merdiveni: Rıht yüksekliği fazla, basamak genişliği az, metal yada ahşap dik merdiven.
Genleşme: Isı etkisiyle bir cismin, yapısı değişmeksizin hacimce büyümesi. Genel olarak yapı elemanlarında gece gündüz, yaz kış sıcaklık farklılıklarından dolayı genleşme meydana gelir. Hareketlerin nitelikleri, tasarlama ve uygulamada gereğince göz önünde tutulmazsa yapıda önemli arızalara yol açar.
Genleşme derzi: Betonarme, çelik ve kagir yapılarda yapı öğelerinin genleşme kısalma yada oturmalarından dolayı strüktürde doğabilecek hasarları önlemek için boydan boya bırakılan aralık, dilatasyon derzi.
Gergi: Açılmaya çalışılan iki yapı öğesini bağlayarak bunların açılmasını önleyen ahşap yada çelik çekme çubuğu.
Giydirme cephe: Çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bunlara veya kolonlara asılan, taşıyıcı olmayan, çoğu bol camlı dış kabuk.
Göğüsleme: Bir aşığın veya ahşap kirişin yükünü alıp bir düşey taşıyıcıya ileten eğik basınç çubuğu. Çatıda göğüslemeler aşık açıklıklarını azalttıkları gibi çatının uzunluğu doğrultusunda rijitliği de sağlarlar.
Görünüş: Bir yapının tümünün yada bir parçasının düşey bir düzleme perspektifsiz olarak düşürülmüş çizilen şekli.
Granit: Kuvars, feldispat ve mikadan oluşan, türlü renkte, çok sert bir taş. Granit, temellerde, köprü mesnetlerinde, kırma taş olarak beton yapımında parke taşlarında ve levha halinde döşeme ve duvar kaplamalarında kullanılır.
Granülometri: Beton veya harçta taneli gereçlerin boyut bakımından bileşimi, granülometrik bileşim. Granülometrik bileşimin saptanmasıyla, boyutları çeşitli sınırlar arasında bulunan tanelerin karışımın içinde hangi miktarlarda bulunduğu anlaşılır.
Grobeton: Düşük dozlu demirsiz beton, kaba beton.
Guse: Kimi betonarme kirişlerin kolonla birleştikleri köşelerde yapılan üçgen destek.
H Harfi ile en çok kullanılan Mimari Terimler
Harç: Yapıda tuğla yada taşları birbirine bağlamak ve kagir duvar ve tavanları sıvamak için kullanılan, kum, kireç, çimentoyu suyla kararak yapılan hamur.
Harç tabancası: Betonu basınçla püskürterek uygulamakta kullanılan tabanca.
Harita: Yeryüzünün veya bir parçasının belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen planı.
Harpuşta: Dış etkilere açık duvarların üstünü örterek yağmur ve kar sularını yanlara akıtan eğik veya yuvarlak bölüm.
Hatıl: Yığma veya hımış yapıda, ağırlığı yatay olarak dağıtmak ve duvarların düşey doğrultudaki çatlamalarını önlemek üzere duvarın içine yatay olarak boydan boya uzatılan ahşap, tuğla yada beton bağlama öğesi.
Hava bacası: Doğrudan havalandırılamayan bir hacme gerekli havayı sağlamak üzere yapılan ve çatının üstene değin yükselen doğal çekişli baca. Hava bacaları çoğunlukla kazan dairelerinin, banyo ve helaların havalandırılmasında kullanılır.
Hazır beton: Bir beton santralinde üretilerek transmikserle yapı yerine getirilen taze beton.
Hazne: Oluk ile yağmur borusunun arasına yerleştirilen ve bir çeşit huni görevi yapan çinko tekne, sandık.
Helik: Duvar örülürken büyük taşların arsına yerleştirilen küçük taşlar.
Hımış: Dikme ve payandalardan meydana gelen ahşap çatkı arasına kerpıc yada tuğla doldurularak yapılan yapı. Bu çeşit yapıların duvarları içten ve dıştan topraklı veya kireçli sıvayla sıvanır, üstleri ise düz dam yada çatıyla örülür.
Hidratasyon: Sönmemiş kirecin hidratasyonu sonucunda sönmüş kireç elde edilir. Çimentonun su karşısında yaptığı kimyasal reaksiyonda bir hidratasyon olayıdır. Çimentonun hidratasyon yapabilmesi için çok ince öğütülmüş olması (20 mikron) gerekir.
Hidrofor: Depodaki suyu basınçlı olarak borularla musluklara gönderen alet.
Hol: Bir orta çağ evinde oturanların birlikte yaşadıkları, yiyip içtikleri, yattıkları ortak oda.
Hurdi: tek doğrultulu betonarme döşeme.
I Harfi ile en çok kullanılan Mimari Terimler
Iskarpa: Bir hendeğin duvarında yada bir kale duvarının eteğinde yapılan eğiklik.
Iskarpela: Tahtada zıvana deliği açmakta, kilit ve menteşe yerlerini oymakta kullanılan keskin çelik uçlu, tornavidayı andırır kalem.
Islak hacim: Bir binada mutfak, banyo, tuvalet gibi içinde su bulunan hacim, yaş hacim.
Izgara: Maden yada ahşap çubukları aralıklı sıralamakla meydana getirilen parmaklık veya kafes.
İ Harfi ile en sık kullanılan Mimari Terimler
İhata duvarı: Taşıyıcı olmayıp yalnızca bir yeri kuşatmak için yapılan bahçe duvarı.
İksa: Bir hendek veya temel çukuru kazılırken yandaki toprakları tutturmak için, yere yan yana çakılan ve kavramalarla birbirine tutturulan kalın tahtalarla kurulan düzen.
İmar: Şehirleri belli bir düzen içerisinde düzenleme.
İmar durumu: Bir arsanın imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğini bildiren ve belediyece düzenlenerek isteği üzerine arsa sahibine verilen belge.
İmar hududu, İmar sınırı: Nazım planı bulunan yerlerde nazım plan sınırları; bulunmayan yerlerde belediye sınırları.
İmar kanunu: Türkiye`de yerleşme yerleri ile bu yerdeki yapılaşmaların plan, fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun oluşumunu sağlamak amacıyla düzenlenmiş olan 3194 sayılı yasa.
İmar yönetmeliği: İmar yasasının tamamlayıcısı olarak hazırlanıp kentin belediye meclisince onaylandıktan sonra yürürlüğe giren yapı düzeni yönetmeliği.
İnşa: Yapma, bina etme, kurma.
İnşaat alanı: Bodrum ve çatı katları dahil, iskanı mümkün olan bütün katların, ışıklıklar çıktıktan sonraki alanlarının toplamı.
İskan: Yurtlandırma, yerleştirme. 2. Yurtlanma, yerleşme.
İskan sınırı: İmar sınırı içerisinde yapı yapma izni verilen bölgeler ile izin verilmeyen bölgeleri ayıran sınır.
İskele: Yapıların dışında keresteden yada madensel borulardan kurulup çalışmak için üstüne çıkılan, sabit ayaklı, taşınabilir veya asma çatkı.
İskelet: Kolon-Kiriş sistemindeki bir yapının taşıyıcı öğelerinin bütünü.
İskeletli yapı: Betonarme döşemeli, çelik veya betonarme kiriş veya kolonlu yapı; karkaslı yapı.
İstikamet rölevesi: Belediyece verilen, plandaki yapılaşma doğrultusunu gösterir.
İstinat: Dayanma, yaslanma.
İzalasyon: Yalıtma, tecerrüt, tecrit.
J Harfi ile en sık kullanılan Mimari Terimler
Jakuzi: Su masajı teknesi yada havuzu
K Harfi ile en çok kullanılan Mimari Terimler
Kaba yapı: Küçük ayrıntıları çok olmadığı için yapımı aşırı özen gerektirmeyen.
Kadastro: Her çeşit arazi ve mülklerin yerini, alanını, sınırlarını ve değerlerini belirtip plana bağlama işi.
Kademhane: Ev dışında yapılmış hela.
Kagir: Taş ve tuğladan yapılmış olan.
Kalıp: Plastik bir maddeye (örneğin betona) belirli bir biçim vermek ve priz süresince tutmak için kullanılan ve o biçimi negatif olarak taşıyan araç.
Kalıp planı: Betonarme projesinde döşeme demirlerini, kirişleri ve kolonları gösteren plan.
Kalkan duvar: Beşik çatı ile örtülü bir yapının mahyaya dik gelen duvarındaki üçgen bölüm.
Kalker: Kimyasal bileşimi CaCO3 olan kalker genellikle kil ve silisle birlikte bulunur.
Kameriye: Bahçelerde küçük köşk şeklinde yapılan ve üstü yeşilliklerle sarılan çardak.
Kaplama: Bir şeyin dışına, daha iyi bir görünüş kazandırma veya koruma ereğiyle geçirilen başka maddeden kat.
Kargalık: Bir alın duvarında mertekler arsında kalan boşluklara yada duvar parçalarına verilen ad.
Karkas: Kolon-Kiriş sistemindeki bir strüktürün taşıyıcı öğelerinin topuna verilen ad.
Karkaslı yapı: İskeletli yapı; çelik karkaslı yapı, betonarme karkaslı yapı.
Karo: Dört köşe kaplama gereci. Karolar çokluk pişmiş toprak, beton, taş, plastik gibi gereçlerle yapılırlar.
Karo fayans: Banyo, mutfak, hela gibi ıslak hacimlerle duvar kaplama gereci olarak kullanılan, kare veya dikdörtgen yüzeyli fayans karo.
Kartonpiyer: Yapıları kabartmalarla bezemek için, çoğunlukla duvar ve tavan ara kesitleri ile tavan göbeklerinde kullanılan sertleştirilmiş mukavva veya kıtıklı alçı.
Kasnak kirişi: Ahşap döşemelerde veya çatılarda bacanın geçmesi için bırakılacak boşluğu meydana getirmek üzere kirişler veya mertekler arsına, bunlara dik doğrultuda çivilenen ağaç.
Kat: Binada iki döşeme arasında kalan boşluk.
Ara kat: Bir binada genellikle zemin katı ile birinci kat arsına yapılan çoğu basık tavanlı, altı kapalı yarım kat.
Asma kat: Bir binada, genellikle zemin katı ile birinci kat arsında yapılan çoğu basık tavanlı, altında mekanın devam ettiği yarım kat.
Kat yüksekliği: Döşeme üstünden bir üst katın döşeme üstüne olan uzaklık.
Katalizör: Bir kimyasal reaksiyonun hızını artıran, ancak reaksiyona edimli olarak katılmayan madde.
Kayma dayanımı: Bir kesitin güvenlikle karşılayabileceği en büyük kayma gerilmesi.
Kayma gerilmesi: Kesme kuvveti ve/veya burulma momentinin oluşturduğu gerilmeler.
Kayma kuvveti: Kayma gerilmesini meydana getiren kuvvet.
Kazık: Bazı noktaları belirlemek amacıyla toprağa çakılmak üzere hazırlanmış, sivri uçlu kare veya daire kesitli çubuk.
Keçi ayağı: Toprağı sıkıştırma işlerinde motor gücü ile çekilerek kullanılan, bir tamburun çevresine tutturulmuş keçi ayağını andırır çıkıntılardan meydana gelen araç.
Kemer: İki sütün veya iki ayak arsındaki bir açmanın üstünü örtmek için uçları bu sütün veya ayaklara oturmak üzere yay şeklinde yapılan ahşap, maden yada kagir yapı parçası.
Kenet taşı: Kemer taşlarını kilitlemek üzere kemerin en üst bölümüne yerleştirilen konsol şeklinde çıkıntılı kilit taşı.
Kerpiç: Balçıktan yapılan ve kalıplanarak güneşte kurutulan çiğ tuğla. Kerpıc içinde bitki artıkları , olmayan çok killi toprağın, içine katılan saman sapları ve başka gereçlerle stabilize edilip suyla karıldıktan sonra kalıplara dökülüp önce gölgede sonra güneşte kurutulmasıyla elde edilir.
Kesit: Bir cismin bir düzlemle kesildiğinde düzlem üzerinde meydana gelen şekil. Kesit terimi, yapıda daha çok düşey kesit yerine kullanılır.
Keson: Sualtı veya sulu zemin yapılarında temel yapmak üzere suyun dibine indirilen büyük, ahşap veya saç kasa,sandık. Bu yolla yapılan temellere keson temel yada sandık temel denir.
Keşif: 1. Bir yapının maliyetinin hesaplanması. 2. Arazi durumuna göre en iyi çalışma biçimini saptamak için arazinin gözden geçirilmesi.
Kırlangıç kuyruğu: Geçme yapmak için bir ağacın ucuna verilen, kırlangıç kuyruğunu andırır biçim.
Kırma çatı: Yapının her yüzüne doğru inen yüzeyleri bulunan ve yapıyı çepeçevre dolaşan olukları yatay ve aynı düzlemde olan çatı.
Kil: Aslı alüminyum silikatı [ Al2(SiO2)3] olan geçirimsiz, ince taneli bir toprak. Kil, kuruduğu zaman büzülen, ıslandığında hacmini arttıran ve sıkıştırıldığında suyunu veren plastik bir topraktır.
Kiler: Yiyeceklerin saklandığı oda veya büyükçe dolap.
Kilit taşı: Kemer, kubbe ve tonozların tepe noktalarına konan, örgüyü kilitleyerek üstüne gelen ağırlığı yanındaki taşlara aktaran taş.
Kireç: Kalsiyum karbonatın, yani kireç taşının (CaCO3) 900 santigratın üzerinde pişirilmesi ile elde edilen bağlayıcı madde.
Kireç taşı: Kireç yapmakta kullanılan, içinde %90`ın üzerinde CaCO3 bulunan taş. Yapıda kullanılacak kireç taşı yağlı, taze ve kıvamında pişmiş olmalı, içinde toprak, kum, çakıl vb. yabancı maddeler ve fazla pişirilmiş parçalar bulunmamalıdır; rengi genellikle beyaz olmalıdır.
Kiremit: Çatıları kaplamakta kullanılan, birbirinin kenarına binip suyu alta geçirmeden akıtacak biçimde yapılmış çoğu pişmiş toprak gereç.
Kiremit altı levhası: Kiremitlerin düzgün döşenebilmesi ve ek bir su yalıtımı sağlanması amacıyla kiremitlerin altında kullanılan çoğu bitümlü özel oluklu levha.
Kiremit pervazı: Saçak uçunda ilk kiremit sırasını tutan alın tahtası.
Kiriş: Boyu doğrultusundaki eksenine dik kuvvetlerin etkisi altında bulunan çubuk; döşemeden gelen yükleri düşey taşıyıcılara aktaran, eğilmeye dayanıklı strüktür öğesi.
Ana kiriş: Döşemelerden veya ikincil kirişlerden aldığı yükleri başka kirişlere değil de doğrudan doğruya kolonlara yada taşıyıcı duvarlara aktaran kiriş.
Konsol kiriş: Bir ucu ankastre öteki ucu serbest kiriş.
K Harfi ile en çok kullanılan Mimari Terimlerin Devamı
Kiriş-plak sistemi: Betonarme kirişler aracılıyla taşınan betonarme döşeme sistemi, kirişli döşeme sistemi. Bu sistem geniş açıklıklar için kullanılan en eski döşeme sistemidir, ancak tavanda kirişlerin sarkması nedeniyle esnek planlamayı güçleştirmektedir.
Kirnas: Kimi Anadolu evlerinin üst katlarında dışarıya doğru çıkıntılı olarak yapılmış hela.
Klape: Bir beton kalıbında kanat tahtalarını bağlayan ahşap parça.
Klinker: İnce öğütülmüş ve iyi karıştırılmış çimento hammaddelerinin sinterleşmeye kadar pişirilmesiyle elde edilen madde.
Kolon: Uzunluğu doğrultusuna paralel kuvvetlerin etkisi altındaki çubuk,sütun. Kolonlar,kiriş yada döşemelerden gelen etkileri öteki kolonlara veya temellere aktaran genellikle düşey taşıyıcı öğelerdir.
Kolon-kiriş sistemi: Yatay öğelerin yüklerinin duvarlara yada kemer ve tonozlara değil de kirişler aracılıyla kolonlara aktarıldığı yapım sistemi.
Kolon planı: Betonarme kolonların yerleşme durumunu gösteren plan. Kolon planı 1:50 ölçeğinde çizildiği halde, burada kolonların yatay kesitleri 1:20 olarak çizilir.
Kompasite: Malzemenin birim hacmine isabet eden dolu hacim.
Konsol: Bir çıkmayı alttan destekleyen S şeklinde iki ters kıvrımlı taş destek. 2. Yalnızca bir yanındaki mesnet tarafından taşınan, diğer kısımları boşlukta olan yatay yapı öğesi; konsol kiriş, konsol döşeme.
Kontrplak: Liflerin doğrultusu birbirine dikey gelmek üzere üst üste yapıştırılan incecik ahşap tabakalardan meydana gelen ince, esnek ve çalışmaz ahşap levha.
Konut: Bir yada daha çok insanın ikamet ettiği yer, ev.
Koridor: Bir kattaki odaları birbirine bağlayan dar,uzun geçit.
Korkuluk: Köprü, merdiven, balkon gibi düşmek tehlikesi olan yerlerin kenarlarına dikilen alçak duvar veya parmaklık.
Korozyon: Bazı maddelerin kimyasal yoldan malzemeleri tahrip etmeleri olayına verilen genel ad.Korozyon daima elektronik yoldan,çoğunluklada oksitlenme şeklinde olur.
Kot: 1. Bir noktanın, esas olarak alınan yatay düzlemden yüksekliği ve bu yüksekliği gösteren rakam.2. Projelerde boyutları göstermek için ölçü çizgileri üzerine yazılan rakam.
Kör döşeme: Ahşap parke kaplamanın altına, düşük nitelikli tahtalarla yapılan ve kadronlara çakılan döşeme.
Kör kasa: Bir kapı ve pencere kasasını yada telaroyu tutturmak üzere alta, sonradan görülmeyecek şekilde konulan kasa veya telaro.
Kraft kağıdı: Yapılarda ısı geçirimsizliğini şiltelerinin üzerinde kaplama gereci olarak kullanılan dayanıklı kağıt; çimento torbası yapılan kağıt.
Kule: Taban alanına oranla yüksekliği çok fazla olan, çoğu silindir şeklinde yapı.
Kum: Bazı kültelerin ve en çok silisli kültelerin ufalanmasından oluşan ve deniz kıyısı, çay yatağı gibi yerlerde pek bol bulunan, ufak ve sert tanecikler. Yapıda kullanılacak kum silisli olmalı,içinde toprak,kil ve örgensel maddeler bulundurmamalıdır. Harçlarda ocak veya dere kumu kullanılır.
Kuranglez: Bir yapının genellikle toprak altında kalan bir bölümüne ışık almak üzere yapılan, üstü ızgaralı veya cam tuğlalı bir çeşit ışık bacası.
Kurtağzı: 1.Ahşap doğramanın birbirine geçen dişleri. 2.Gömme hasır basamaklarının, birbirlerinin üzerlerine oturmaları ve kaymamaları için yapılan birleştirme biçimi.
Kuşak: 1. Sağlamlığı artırmak için, bir şeyin çevresine geçirilen ağaç veya maden bağ; iki dikme arasındaki yatay ahşap parça. 2. Ahşap çatıda, aşıkların altından geçerek dikme veya babaların birbirine ve merteklere bağlayan çubuk.
Kutu çerçeve: Yüklerin, kolonlar yerine yalnızca betonarme perdelerle taşındığı betonarme sistemi.
Kükürt çimentosu: Korkuluk demirlerinin betona tespiti için açılan deliklere birlikte ısıtılarak dökülen eşit miktarda kükürt ve zift.
Küllük: Soba bacalarının kurumlarını temizlemek için baca deliğinin altına açılan ve içine önü kapaklı sürme bir kutu yerleştirilen delik.
Küpeşte: Korkulukların üzerine, elin kayması için yerleştirilen ve boydan boya devam eden profilli ahşap, maden yada plastik kısım.
Kür: Betonun prizini uygun olarak yapabilmesini sağlamak amacıyla su ile çimento arasındaki reaksiyon için gerekli sıcaklık ve nem koşullarını sağlama.
Küvet: Leğen hizmeti gören kaplara verilen ad, tekne.
L Harfi ile en fazla kullanılan Mimari Terimler
Lambri: Ahşap, plastik, metal veya taşla yapılan iç duvar kaplaması.
Laminat: Altta fenol reçinesi emdirilmiş kraft kağıdı tabakaları ile, üstten melamin tabakasından meydana gelen kaplama folyosu.
Lata: Yapıda kullanılan dar, uzun kereste. Lataların enine kesit ölçüleri Türk standartlarına göre 18/48,24/48,28/48 ve 38/58 mm` dır.
Lavabo: El ve yüz yıkamak için su akıtma düzeni bulunan tekne.
Lento: Kapı ve pencere boşlukları üzerindeki duvar yüklerini taşımak için bu boşlukların üstüne, yandaki duvarlara oturacak şekilde yerleştirilen küçük açıklı taş, beton ayda ahşap kiriş.
Lığ: 1. Suların taşıdığı veya çekilirken bıraktığı kil ve kumlu çamur.2. Kumdan daha ince, kilden daha taneli, tane boyutları 0,002-0,06 mm arsında değişen mineral tanecikler.
Limon kiriş: Bir merdiven kolunun iki yanında uzanan kirişlerden her biri.
Limonluk: Merdivenlerde, balkonlarda havada kalan kenarlara çekilen 20-30 cm yüksekliğinde.
Lojman: Personelin oturması için kimi kuruluşların yaptıkları düşük kiralı yada kira karşılığı olmayan konut.
Strucare.com ekibi olarak Mimarlığa ve Tasarıma dair çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mimari terimler sözlüğü kapsamındaki çalışmalarımızı, içeriklerimizi sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olabilirsiniz.